Sunday, December 22, 2013

Rüzgar Gibi Geçti/ Margaret Mitchell

Rüzgar Gibi Geçti benim için olmazsa olmaz romanlardandır. Kıymeti okununca anlaşılanlardandır. Bir aşk hikayesinin anlatıldığını sandığım roman, Scarlett O'Hara'nın hayat hikayesiyle beraber Kuzey Güney Savaşı'nı anlatır. 'Nasıl yani aşk romanı değil mi?' diye soranlar için; evet, aşk romanı hatta aşk üçgeni ve dörtgeninin romanıdır, ama sadece aşk romanı değildir. Okudukça, toprak sahibinin bencil ve şımarık kızı Scarlett'in, hırs ve istekleri için her şeyi yapabilecek güçte ve cesarette bir kadına dönüştüğünü görürsünüz. Kölelerin ayaklanması, iç savaş dönemi, kuzeyin savaşı kazanması esnasında; Scarlett'in yaşadıkları ile ilgili düşünce ve davranışları, romanda net ve akıcı bir dille anlatılır. Rhett Butler ise, roman yazarının kadın olduğunu bilmeseniz bile anlayabileceğiniz kadar mükemmeldir. Vivien Leigh ve Clark Gable'ın oynadığı uyarlamasında keşke daha fazla detay anlatılsa diye düşünecek kadar sevdiğim bir hikayedir.'Bunu daha sonra/yarın düşünürüm' ve 'Yarın bambaşaka bir gündür' Scarlett'in sık sık söylediği iki cümledir ve romanı okuduğunuz zaman Güneş'in doğuşunu izlemek istersiniz.

No comments:

Post a Comment