Tuesday, December 17, 2013

Güney Kore Dizileri

Evet bu bir kitap bloğu olacak. Ama bahsetmeyi çok istediğim konularda uzun uzun yazmam için de bir araç. O nedenle bloğumu bu yazıda keyfim için kullanacağım. Kore dizileri Yeşilçam gibidir. İnsana hayaller satar. Çok üzücü olan hikayeleri ya da dramatik hayatları pembe hayatlarmış gibi anlatır ve sonunda genellikle mutlu olursunuz. Medya halkın kültürünü yansıtıyor ve onu yönlendiriyorsa eğer; İstanbul ve Busan'ın kardeş şehir olmasını yadırgamamak doğrudur. Bu yazıyı yazmak nerden mi aklıma geldi. TRT1'de yayınlanan 'Düşlerimin Prensi' adında bir dizi vardı. Diziye takılmamın nedeni, zapping yaparken karşılaştığım sahnesinin kahkahalarla gülmeme neden olmasıydı. Bugün, dizinin ilerleyen bölümlerinden birisinde soylenen 'babalarının günahlarının cezasını oğulları çeker ' cümlesi geldi aklıma. Yeryüzünde ilk defa kimin söylediğini bilmemekle beraber, 'babaların günahları çocukları öder' gibi değişik versiyonlarıyla başka filmlerde ve dizilerde de soylenen bir repliktir. Dizileri izleyince; Jeju Adasına gidip Halla dağına çıkmayı, Yi Hanedanlığı Saraylarını gezmeyi, Han Nehri'nin kenarında çay bahçesinde oturmayı, Seul Kulesi'nden şehri seyretmeyi hatta hızımı alamayıp oralara kadar gitmişken Tokyo aktarmalı Osaka'ya da gitmeyi planlamıştım. Yurtdışına ilk planlı seyahatimin Güney Kore'ye olacak olmasının nedeni dizileridir. Tüm deniz mahsullerini yemeleri ve içkileri ile mutfağı ise bende merak uyandıran diğer etmenlerin bazılarıdır. Film ve dizilerinde; aşk, intikam, vicdan, şeref, çaba, yaşama sevgisi... aklınıza gelecek her konu farklı açıdan, değişik şekillerde anlatılır ama sonuçta hep duygulara hitap ederek ve kendini unutturmayarak işlenir. Nerden mi biliyorum? Kendimden. Çünkü, birçok filmi diziyi yıllar içinde unutmuş olsam da, Kore dizilerinin etkileyiciliği hala aklımdadır.

No comments:

Post a Comment