Sunday, December 22, 2013

Alacakaranlık/ Stephenie Meyer

Vampir filmi gelmiş hadi izleyelim düşüncesiyle sinemaya koşanların bir salon dolusu -18 ile karşılaştığı filmdir. İlk filminin gişe hasılatında tamamen kişisel gözlemimle vampircilerin etkisi büyüktür. Aynı kitle daha sonra Dracula için ağlamıştır. İlk filmi izledikten sonra kitabını okudum. Serinin diğer kitaplarını bilmesem de filmlerinin tamamını izledim.Benim için filmi kitabından güzel olan tek romandır. Filmde, romandaki bazı yerler atlanmış, sonunda ise değişiklikler yapılmış ve daha iyi olmuştur. İlk kitapta yeterli düzeyde karakter derinliği yoktu. Diyalogların ve olay örgüsünün sürükleyiciliği, Stephenie Meyer'in J.K. Rowling ile kıyaslanmasını ya da serinin Harry Potter serisi ile kıyaslanmasını anlamsızlaştıracak düzeydeydi. Bitirdiğim zaman kitabı unutup, devam filmlerinin de çekileceğini bilerek, seriye devam etmeye ihtiyaç hissetmedim. İlk filmi ise tekrar izledim. Serinin ilk filmi mavi filtre ile çekilmiş ve güzel bir soundtracki, roller için çok uygun oyuncu kadrosu var. Nasıl, kendisi Natalie Portman olsa da Padme'yi oynamamalıydı diye düşünüyorsam, aynı şekilde Edward Cullen'ı Robert Pattinson'dan başkası daha iyi oynayamazdı diye düşünüyorum. Filmi güzel bulmamın ve tekrar izlemek istememin nedenlerini merak ederek bu sonuçlara ulaştım. Alacakaranlık plajda, seyahatte, kısıtlı boş vakitlerde okunabilecek bir aşk romanıdır. İsterseniz atlayarak okur ya da haftalarca, aylarca ara verir sonra devam edersiniz. Rengi pembe romanlardandır, huzurlu vakit geçirmenizi sağlar. Neden? Edward Cullen, çağımızın Bay Darcy'si olduğu için mi? Hayır! Adam vampir bir kere. İdeal mi? Üzgünüm Edward'cım, birbirimize göre değiliz. Kendisini nasıl bilirim? İyi bilirim. Unutmadan, serinin kahramanı Isabella Swan' dir.

2 comments:

  1. Serinin tum kitaplarini okudum. Bir edebi degeri olduklari icin degil ama eglenceli olduklari icin. Kitaplari filmlerden biraz daha kaliteli buldum acikcasi. Serinin ilk filmi cok cok az bir butceyle amatorce cekilmisti sonradan beklenmedik sekilde tutulunca diger filmler tam hollywood butceli filmlere dondu. Amator bir film icin oyunculugu yeterli gorulen kisiler, film hollywood filmi olunca yeterli olmadiklarini sergilediler. Yani artan sadece butce oldu film kalitesi yerine. Yine de seviyorum boyle hafif ve hizla okunabilen genclik serilerini. Ozellikle filmi de olanlar hayal gucumu yansitmis mi yansitmamis mi gormek eglenceli ve heyecanli oluyor. Sonrasinda Aclik Oyunlarina gecmistim. :) Simdi sanirim Divergent serisini okuyacagim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Önce filmini izlediğim için de kitabı sürükleyici gelmedi bana. Hayal gücümü baştan kısıtladı. Diğer filmlerini ilk film gibi sevmedim. Sonraki kitapları filmlerinden daha iyi öyleyse. Son kitabı iki film olarak çekerek amatör filmden Hollywood bütçeli filme geçisi ticari anlamda tamamen sağlamışlar gerçekten. Talk show ve galaları izlemiştim, başrol oyuncuları aşırı derecede ünlenmişlerdi. Açlık Oyunları'nın romanlarının güzel olduğu söyleniyor. Okunacaklar listemde şimdilik Taht Oyunları ve Kara Kule serileri var:)

      Delete